18 Temmuz 2012 Çarşamba

Huzur



‎"İstediğin kadar inançlıyım de
namaz kıl, sadaka ver. Umut
verip, güven aşılayıp da
yarıyolda bıraktığın insanın
gönül sadakasını her iki
dünyada da veremezsin."
(Mevlana)








Bi lodos lazım şimdi bana bi kürek bi kayık ..




Begüm Ünsal & Selma Güzel


16 Temmuz 2012 Pazartesi

sen yalnızsın ama ben yapayalnızım..

Hüzünlerim beynimden kayganlaşıp akıveriyor,bedenimden..
Çalıpçırpıp kendime aşk edindiğim sevgilim,
Delicesine harman savurduğun "seni seviyorum'ların"
ihmarkarca dudaklarımdan akıttığın kan.


Kinime engel olamıyorum,kirlettiğin ruhum saldırganlaşıyor tutamıyorum.
Çek git,Çek git Adam!


Selma Güzel
       Dışarıdan bakıldığında çok umursamaz kimseye değer vermeyen  tipik bir kıza benzediğimi söyler dururlar. Öyle değil. Değer veririm hemde insan olan herkese çok değer veririm.Gösteremem sadece.Ne zaman sevgimi göstersem kız arkadaşım olsun erkek arkadaşlarım olsun  beni rencide etmek için uğraşmaları mesafeli davranmama sebep oldu. Kimi zaman olur çocukluğuma kapılıp verdiğim imajı bozarım. Sonra davranışlarımdan utanç duymaya başladığımda daha da katı bir görünüme girdiğimi saklamıyorum. Bu da benim bir şeyleri saklama yöntemim olup çıkıyor. Neden insanlar gülümsememe bu kadar çok alay eder diye düşünmüyor değilim. Güzel olmadığımı biliyorum. Zeki de değilim. On elimde on marifette yok. Onlarda olmayan bir iki güzel tarafımda olduğuna hep inandım.Kıskanç değilim,bencil değilim. Onlar gibi bilgili konuşamıyorum ama dertlerine dert ortağı olabildiğimi düşünüyorum. Yeni biriyle tanıştığımızda benim çocukluğumdan veya yakın bir zamanda küçük hatalarımla benim üzerimden espriler yapmaya çalışmaları komik mi sizce de?
   
   Sevgiye nefretim yok. Sevgiyi basitleştiren insanlara nefretim. 17.15 trenindeki beyfendinin söylediği gibi. Benim gözümde kadınlar küçücük bir kıza benzerler. Elinden tutup karşıdan karşıya geçerken ki tedirginlikle... Durdum. Hayal meyal hatırlamaya çalışıyorum.. Böyle bir sözü söyleyen adamı izlemeye koyuldum. Her hareketini her cümlesini aklıma kazıyordum.Bir insan bu kadar kibar olurken bir o kadar da bilgili ,etkileyici olabilir miydi. Olabilirdi tabi Edebiyat Öğretmeni adayıydı kendisi.. Kendine en yakışan bölümü seçmiş ve mezun olmuştu.Üsküdar'a olan aşkını hiç söylemiyorum. Masalları, peri masallarında bile bulunmazdı.Hiç aşktan bahsetmezdi. O kadar konuşulacak söyleyecek sözümüz vardı ki. Aşk'a sıra gelmezdi. Arada Beyzadem derdim. Tebessüm ettiğini farkederdim. Aylarca mutlu olmama sebep olurdu. Aradan günler,haftalar,aylar geçmişti biz gizli dert ortağı olmuştuk. Kimsenin bilmediği bir arkadaşlık kimsenin tahmin edemeyeceği samimiyet. "FAZLA SAMİMİYET TEZ AYRILIK GETİRİR" sözünün doğru olmamasını dilerdim. Ramazandayız gece nöbetlerimizden biri. Sahur'a saatler var.Biz öyle bir uzun sohbete dalmışız ki nereden bilebilirdim bu uzun soluksuz sohbetimizin son olduğunu. Bir yıldır ayrı olduğu sevgilisiyle barıştığını söyledi. Tuhaf bir hisse kapıldım. Kolay kolay eski sevgilileri olsun,aşk hayatıyla ilgili konuları konuşmazdı.. Sustum yazdıklarını okuyor anlam vermeye çalışıyorken. Uzunca bir şeyler karalayıp göndermiş.
-Bunları neden bana anlattığını anlayamıyorum,dedim.
-Üzgünüm,dedi.
-Niçin üzgün olduğunu anlatırsan anlamama yardımcı olabilirsin diye karşılık verdim.
Konuşmaya başladığımız süreç içerisinde hiç bu kadar tedirgin cevaplar verdiğini hatırlamıyordum.Öyle içten bir kızım deyişi vardı ki.
-Kızım bak. Bunca zaman konuştuk. İyi kötü tartışmalarımız oldu. Güzel sohbetlerimiz hep yüzümüzde tebessümle sonuçlandı ama ben devam ettiremeyeceğim üzgünüm dedi.
-Ama Beyzade.. dedim.
-Bana takılıp kalmaman gerek çok iyi bir kızsın. Tek arkadaşın,dostun,dert ortağın ben olamam dedi.Çevrendeki insanlara şans vermek zorundasın. Yarınların için. vs..
Haddimi aşarak bir kaç kırıcı söz söyledim.Ve çevrımdışı oldum.
Pişman oldum ama ne bir özür dileyebildim. Ne de bir daha karşılaşmaya cesaretim oldu. Hayatımızda tek bir şansımız olduğunu düşünürüm. O şansı kaybettiğimizde kolayca ikinci bir şans verilmez.
Arkadaşlarım olsun. Ailem olsun. Belki bir belkide ikinci şansı tanıyor olmam onları affettiğim anlamına gelmesin sadece mükemmel olmadığımızı ve hata yapmaya ne kadar müsait olduğumuzu söylemek istiyorum.İnsanları küçümseyerek yükselemeyiz bir yerlere. Hatta küçümsediğin insanları anlatarak onların sende bıraktıkları etkiyi dile getirmiş olursun. Keşke yapmasaydım dediğim ve daha sonra hissettiğim duyguları söyleyebilmiş olsaydım.
(Not; Barıştığı sevgilisiyle mutlu olduğunu duyuyorum.Düğünümüz var haberiyle ne üzülürüm nede mutluluktan içim içime sığar.Yarınları için küçük bir tebessüm ederim. Hayatıma ışık olduğu için ne kadar teşekkür etsem az. O küçük kızın büyüdüğünü farkedermiydi bilmiyorum ama ben o 17.15 trenindeki beyfendiyi hep hatırlayacağım..) Mutlu kal. Mutlu kalın. Hayatımda ister uzun ister kısa kalan herkes. Tebessüm etmekten korkmayın sırf sizin o küçücük tebessümüz için mutlu olabilecek insanlar vardır.Kimbilir.


Güzel insanlar güzel yerlere götürsün sizleri!